İnternetten Para Kazanmak Artık Hayal Değil

Değerli arkadaşlar yanlış duymadınız, internetten para kazanmak artık hayal değil. İnternetten nasıl para kazanabilirsiniz? Neden size ödeme yapsınlar? Herhangi bir ön ödeme yapmama gerek var mı? Bu iş güvenli mi? Tüm sorularınızın cevabı bu yazımızda.

(vakit kaybetmeden yöntemi öğrenmek istiyorsanız yazının alt kısmında bulunan “clixsense” kısmını okuyun.

Eskiden gazete ve radyolar vasıtası ile firmalar ürünlerinin reklamlarını tüketiciye ulaştırabiliyorlardı. Daha sonra televizyonun bulunması ve yaygınlaşmasıyla, özel teşebbüsün kanallar açarak bu sektöre el atmasıyla reklamcılık sektörü televizyon dünyasına doğru yöneldi. Ancak özellikle 2000’li yıllardan sonra bilgisayar ve evde internet imkanı yaygınlaştı ve televizyon, müzik, diziler bile internetten izlenir oldu. Akıllı telefonlar vasıtasıyla bilgisayar artık cebimize girdi. Artık yalnızca evde ve ofisteki bilgisayarımızda internet yok, internet çantamızda tablette, cebimizde telefonumuzda yani 7 gün 24 saat internet erişimine sahibiz. Bu durum firmaları, holding ve üreticilerin iştahını artırdı. Reklam sektörü artık televizyondan internete kaydı. Ancak internet televizyona göre daha rahat ve daha özgür bir ortam olduğundan insanlar internet reklamlarını tıklamıyor ve izlemiyorlar. Üreticilerde ürünlerini tanıtmak, tüketiciye anlatmak için internette çeşitli yollar aramaya koyuldular. Hemen devreye zeki girişimciler girdi ve reklam izle para kazan sistemini kurdular. Bu sistemde bu web sayfalarını yönetenlerde kazanıyor, sizde kazanıyorsunuz, üreticide ürününü tanıtmış oluyor.

İzlediğiniz ya da tıkladığınız reklam başına ücretler alıyorsunuz, paranız hesabınızda birikiyor. İstediğiniz zaman paranızı çekip özgürce harcayabiliyorsunuz. Bu sistemi ilk duyduğumda inanmamıştım. Daha sonra bir gazetede bir Türk sitesi gördüm, bu sistemi kullanarak para dağıtıyorlar. İnceledim ve gazetede de reklamını gördüğüm için inandım. Bu siteye üye oldum ve kazanmaya başladım.

Bu site napolyon.com Her şey çok basit ve Türkçe. Siteye üye oluyorsunuz. Bilgilerinizi doğru girmeniz sizi tanımaları ve size uygun reklam ve kampanyaları size ulaştırmaları açısından faydalı olacaktır. Reklamları ister e-posta olarak, ister sms olarak alabilirsiniz. Sistem size anketlerde gönderebilir. Her reklam ve anketin puan olarak bir karşılığı olur. Verilen görevi yerine getirdiğinizde sisteme anketin ya da reklamın puanı eklenir. 1000 puan = 1 TL olarak karşılık bulur. Her 100 000 puanda 100 tl olarak paranızı harcayabilirsiniz. Bu sistemde kazanmak için biraz sabretmeniz gerekmektedir. Siteye üye olmak için tıklayın.

DAHA ÇOK KAZANMAK İSTİYORSANIZ;

Clixsense Yabancı siteler içerisinde güvenilir ve ödeme yapan bir PTC ( Reklam Tıklayarak Para Kazanma) Sitesidir.Clixsense sitesine  üye olduktan sonra yapmanız gereken sadece açılan reklamları tıklamak ve kazancınızı daha fazla arttırmak için alt üyelerinizin olması..Diğer ptc sitelerine göre farklı bir işleyiş tarzı olan clixsense de oyun oynayarak,offers bölümündeki görevleri tamamlayarak,reklam tıklayarak,anketleri doldurarak,alt reflerinizin reklam tıklarından ,üyelik yükselmelerinden,alt üyelerinizin reklam satın almalarından komisyon kazanabileceğiniz bir sitedir.Clixsense’de olabilecek hertürlü alternatif para kazanma teknikleri düşünülmüş ve sistem geliştirilerek diğer PTC sitelerden ayrı bir konuma yerleşmiştir.Yaptığınız gerçek referans üyeler sürekli alt üyeniz oluyor ve değişmiyor.

Clixsense.com 2007 yılından bu yana online olan ptc (reklam tıklayarak para kazanma) Elit sitedir..Ödemeleri paypal,paytoo hesaplarınıza ödeyen elit ptc sitesidir.Ödeme yöntemi seçeneğine kullanıcılar seçim yaparak hesabınızda biriken para standart(ücretsiz)üyeliklerde 8$ olduğunda Premium (Ücretli)üyelere ise hesabınızda biriken paranız 6$ olduğunda ödeme isteyebiliyorsunuz…

Clixsense Sitesinden Nasıl Para Kazanacağım?

a) Sitede açılan reklamları tıklayarak
b)(Standart:Ücretsiz üyelik)
1.Seviyeden arkadaşlarınızı davet ederek,1.seviye alt üyelerinizin reklam tıklamalarından,üyelik yükseltmelerinden .
c)(Premium:Ücretli üyelik)
1.seviye alt üyelerinizin de alt üye yapmaları ile 8.basamağa kadar alt üyelerin reklam tıklamalarından,üyelik yükseltmelerinden,reklam satın aldıklarında komisyon alıp  para kazanabileceksiniz.
c)Clixsense de bulunan ClixGrit oyununu oynayarak günde 5$ kadar kazanma şansınız var.Standart( ücretsiz) üyelerin her gün 25 oyun hakkı Premium (Ücretli)üyelere ise 50 oyun hakkı verilmektedir..
d)Üyelik seviyenizi PREMİUM ‘a yükseltiğiniz takdirde 1.derece davet edeceğiniz her üyenin premium üyeliğe yükselmeleri taktirde 2$ komisyon ve 2.3.4.5.6.7.8 derece alt üyelerinizin premium üyeliğe yükselmesi taktirde 1$ komisyon size yansıyor…(PREMİUM üyelik bedeli: Yıllık sadece 17 $)
e)PREMİUM üyelikte alt üyelerinizin clixsense üzerinden reklam satın almalarından komisyon sizlere de yansıyor..

Clixsense üyelik bilgilerinizi doldurken isim soyad doğru olması gerekmektedir.Aksi taktirde ödeme alamazsınız!!!Adres bilgilerinizi yazarken sadece şehir,semt,posta kodu yazamanız yeterlidir.Tel nosu doğru olmak zorunda değil.

Clixsense Türkçe foruma yazı yazabilmek için,clixsense bazı kurallar ;
En az 100 PTC Reklam tıklama
ClixGrid oyununda en az 100 kez tıklayarak oyunu oynamak
En az 7 günlük clixsense üyesi  olmanız
Yukarıdaki şartları yerine getirdiğinizde clixsense türkçe foruma yazı yazıp yardım alabiliyorsunuz.

Clixsense ClixAddon Toolbar
Clixsense’nin çok kullanışlı bir ClixAddon tolbarı var.ClixAddon Toolbarı bilgisayarınızda herhangi bir tarayıcıya indirdiğiniz zaman siz internette başka işlerinizi yaparken sizi reklam geldiği zaman müzik eşliğinde uyarıyor.Böylece gün içinde reklam geldi mi? diyerek reklam sayfasını yenilmek zorunda kalmıyorsunuz.Clixsense de ciddi anlamda para kazanmayı istiyorsanız clixaddon toolbarı pc nize indirmenizi tavsiye ederiz.Bu şekilde gün içinde çıkan reklamları ve offers görevleri,anketleri kaçırmamış olacaksınız.

Önemli Uyarı:
Clixsense sitesinde tek pc ve internetten 1 hesap açılabilir.Aynı pc ve internetten birden fazla hesap açan kullanıcıların hesapları clixsense tarafından kapatılır.
internetcafe gibi toplu ağlardan reklam tıklamak yasaktır.
Reklamları pc ye indirdiğiniz farklı tıklatma programları ile tıklatmanız hesabınızın kapatılması ile sonuçlanır.

Clixsense Sitesine Ücretsiz Kayıt Olmak İçin Tıklayınız!

KPSS Süreci ve Ders Çalışma Tekniğim

Kudretli Puanlı Sorular Sistemi

KPSS’de bölümünüz adına atanacak kadar puanı alamamaktan daha kötü bir şey varsa o da atamanız yapılmadığı halde tekrar KPSS’ye çalışmak zorunda olmaktır. KPSS kazanılmaz. KPSS’de X puan alan kazanmış sayılmaz. KPSS’de Y puan alan başarılıdır diye bir şey de yoktur. Aynı şey bu durumların olumsuzları içinde geçerlidir. KPSS sonucunda ya zaten hakkınız olan bir atama ile karşılaşırsınız ya da hakkınız olan atamanın yapılmaması durumuyla.

KPSS’den 70 alıp atanmış bir öğretmen KPSS’yi kazanmamıştır. 100 alıp atanmış bir öğretmende KPSS’yi kazanmamıştır. 50 alanın atandığı, 98 alanın atamasının yapılmadığı bir ülkede KPSS hiçbir şeyin ölçütü değildir. Hele hele de iletişim becerileri ve öğretmenlik mesleki yeterliliğin.

Ataması yapılmayan öğretmenler kadrosunda bende bulundum 1 sene. Şükürler olsun ben 1 senede kurtuldum. Daha uzun süre kalan arkadaşlara da Allah’tan yardım diliyorum. Atamamın yapılmadığı süreçte gerçekten çok büyük sıkıntılar çektim. Daha uzun süre ataması gerçekleşmeyen arkadaşları da iyi anlıyorum.

Eğer atamanız gerçekleşmezse neler olacak? Sürekli değişik sorularla karşı karşıya kalacaksınız. Siz açıklamaya çalışacaksınız ancak karşı taraf zaten iletişime kapalı bir şekilde geldiği için anlattıklarınızı anlamayacak. Ya da cehaletinden dolayı anlayamayacak. Örneğin; “… kadar öğretmen atandı, sen neden atanamadın?” diye soracaklar. Ancak bu soruyu öyle bir soracaklar ki sizi ezerek, aşağılayarak, siz gerizekalısınız da ondan kazanamıyormuşsunuz gibi…
Siz başlayacaksınız; işte bizim norm açığımız, norm fazlamız, kontenjan, atama, puan, sıralama vs… sadece suratınıza aşağılar ifadelerle bakacaklar o kadar.

Karşılaşılacak diğer sorular: Hala atanamadın mı? Yine mi olmadı? Filancanın işi var oraya gir başla bari. Sen şimdi üniversite mezunuyum diye fabrikaya da girmezsin. Dersane- özel okul vs.. başvur. Bari askere git, aradan çıksın vs. vs.. gibi abuk sabuk ifadelerle sorularla karşılacaksınız. Bunların hepsine hazırlıklı olun.
KPSS Sürecini Nasıl Yönettim?

KPSS elbette zor bir süreç. Yukarıda da dediğimiz gibi özellikle birden fazla yıldır hazırlanıyorsan daha da zor bir süreç. Evvela kitaplarda yazdığı gibi her gün şu kadar saat, bu kadar ders vs… filan bunların hepsi hikaye. Bunların hepsini bir kenara atacağız. Duyduğumuz bütün ders çalışma tekniklerini kafamızdan sileceğiz hepsi yalan. Bir öğretmen adayının bu tarz şeylere hiç ihtiyacı yoktur. Öncelikle herkes kendi ders çalışma programını kendi sistemini kendisi hazırlayacak ve mümkün olan en esnek şekilde hazırlayacak. Hangi derse ne kadar ağırlık vereceğini, nasıl bir çalışma izleyeceğini kendi belirleyecek. Sonra ufak ufak kendini sıkmadan çalışmaya başlayacak. Özellikle söylüyorum kendinizi ders çalışmaya zorunlu gibi hissederseniz başarılı olamazsınız. KPSS’yi, soru çözmeyi oyun oynama gibi algılamaya, bu işten zevk almaya çalışırsanız başarılı olursunuz. Bu da ancak şahsınıza en uygun ve olabildiği kadar esnek bir çalışma ile olur. Çok değil verimli çalışma önemlidir.

Ben nasıl çalıştım?

İlk başlarda haftanın her günü ders çalışmıyordum. Bu süreç alışma sürecidir. Alışma sürecinde konu anlatımlarına bir şey diyemem ama sizlere tavsiyem bildiğiniz konuların kolay terslerini çözerek geçirmeniz yönündedir. Bu çerez sorular dediğimiz tipte soruları çözerek alışma sürecini geçirdikten sonra sürecin ortalarında her gün soru çözüyordum, bir arkadaşımla birlikte soru cevap çalışması yapıyordum. Soru cevap çalışmaları konu çalışmaktan çok daha etkili oluyor. Bu esnada sohbette ettiğimiz için hiç sıkılmıyordum. Sürecin sonuna doğru yine çalışmalarımı biraz gevşettim.

Ders çalışırken konularını iyi bildiğim, hiçbir zorluk yaşamadığım derslerin sorularını müzik veya dizi eşliğinde çözüyordum. Böylece dizilere ayrıca vakit ayırmama gerek kalmıyordu. Genel kültür, genel yetenek derslerini hep birlikte götürdüm. Türkçeye özel olarak hiç vakit ayırmadım. Denemeden denemeye Türkçe çözdüm. (Türkçe konularına hakim olduğum için)
Matematik dersine özellikle her gün soru çözdüm. KPSS’de Matematikten 2 yanlış yaptım. Matematiğin bütün konularına hakimdim ancak hızda önemliydi ve çözmem gerekiyordu. Tarih dersine soru çözerek ve soru cevap çalışması yaparak çalıştım. Coğrafyaya ise okuma ve soru çözme ile çalıştım. (Coğrafyayı 18’de 18 yaptım) Vatandaşlık hiç çalışmadım. Sene boyunca denemelerde de 1-2 net yapabiliyordum sadece. Ancak son gece vatandaşlık çalıştım ve 9 soruda 9 doğru yaptım.

Eğitim bilimleri derslerini asla birlikte yürütmemek gerektiğine inanıyorum. Birbirine çok karışıyor. Aynı ifadeler farklı derslerde farklı anlamlara gelebiliyor. Bu nedenle bir eğitim bilimi dersi bitmeden diğer derse geçmedim. Özellikle Öğrenme Psikolojisi, Gelişim Psikolojisi ve Ölçme Değerlendirmeye ağırlık verdim. Öğretim Yöntem ve Tekniklerini son hafta çalıştım.
90.13 puan alarak atandım.

Daha önce yukarıda da belirttiğim gibi bu söylediklerimin hepsi hikaye. Herkes kendi çalışma stilini kendi oluşturmalı. Programını kendi yapmalı. Ben yalnızca örnek olması adına yazdım.

Herkese başarılar dilerim.

Bağırarak Düşünmece

Eğitimin içindeki herkes verilen eğitimden, sistemden, eğitimin Türkiye’de vücut bulmuş her halinden şikayetçi. Bakan ve müsteşarları hariç. Bugün Avrupa, Amerika, ekonomik olarak gelişmiş ve gelişmekte olan devletler bilimi, fenni konuşuyor. Bizde Norveç’ten aldığımız gemiye Türkçe isim verip, ilk yerli zartımız, ilk yerli zurtumuz diye ortaya çıkartıyoruz. Üstüne üstlük ateşli silah donanımı olmayan bir “eğitim uçağı” ile dünyaya meydan okuyoruz.

Türkiye’nin gündemi sürekli kan, gözyaşı, terör ya da seçim.. Bunların haricinde halkın uyutulması gerekiyorsa siyasiler kendi aralarında saçma sapan tartışmalar çıkartıp gündemi oyalıyorlar ya da yapacaklarını büyük milli maçların olduğu günlere, derbilerin olduğu günlere denk getiriyorlar. Türkiye’de gündemin en güzel olduğu zamanlarda bile ancak yabancı sermayenin Türkiye üzerindeki etkisini konuşabiliyoruz.

Vatandaşımız mutsuz. Bir şekilde mutsuz. Kimisi sağlıktan, kimi eğitim sisteminden, kimi ekonomiden, kimi özgürlük ve demokrasiden, kimi oluşturulan diktatör, dayatmacı sistemden; herkes şöyle veya böyle bir şeylerden rahatsız ve şikayetçi. Elbette herkesi memnun etmek imkansız bir şey. Ancak yalnızca bir kesimi memnun etmeye çalışmakta insafsızca davranış olarak vuku bulur.

Toplumun her kesimi kucaklanmalı ve talepleri dinlenmeli. Makul seviyedeki talepler mümkün olduğunca yerine getirilmeli. Devleti devlet yapan milletidir. Vatan, Millet, Devlet bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Bunları ayırmak kıyım olur. Öyleyse millet içinde şu ya da bu şekilde; dini veya dünyevi konularda tasnif edici davranmak müessif olarak karşılanır. Yüce Yaradan’ın bizlere adeta lütuf olarak sunduğu şu güzelim memleketimizi kalkındırabilmek için toplumu tasnif edici değil, birleştirici, bütünleştirici olmak gerekir. Toplumun hiçbir kesimi yaşayış biçimi, dini veya dünyevi fikirleri nedeniyle tahkir edilmemeli.

Milletiyle, devletiyle el ele vermiş bir Türkiye’nin önünde durabilecek bir güç göremiyorum. Türk insanı merhameti ile, misafirperverliği ile, hoşgörüsü ile, insanlığı ve yardımseverliği ile nam salmıştır. Türk insanını savaşla özdeşleştirmek milli ve manevi duygularımıza zarar verici nitelikte bir darbe olur.

Geleceğimizi bizler inşa ediyoruz. Geleceğinizin nasıl olmasını istiyorsanız, o şekilde çalışın. Bilimin, fennin, teknolojinin konuşulduğu; barışın, sevginin ve hoşgörünün vuku bulduğu güçlü bir Türkiye en büyük temennimdir. Vatanını en çok seven; doğru ve dürüst en iyi şekilde işini yerine getirendir.

Hiç kimse bu memleketin hiçbir evladına vatan haini diyemez. Birbirbimizi ayrıştırıcı, ötekileştirici nitelikte ifadeler kullanmaktan kaçınmalıyız. Kimse bu memleketin evlatlarını düşüncelerinden dolayı vatan haini şeklinde töhmet altında bırakıcı ağır ithamlar ile suçlayamaz. Nedir; bir kesim vatandaşımız düşüncelerinden dolayı vatan haini de, diğerleri çok mu vatanperver? Vatanperverlik bir olayı, durumu, düşünceyi, eylemi destekleyip desteklememekle olmaz. Vatanı için çalışmak ile olur.

Bir vatandaşın ifade ettiği düşünce ya da ortaya koyduğu eylem (hareket) milli çıkarlara ters düşüyorsa, o düşünceyi anlamaya çalışmak, niçin ifade edildiğini araştırmak, sözlerin özü ve düşüncenin altında yatan nedenleri öğrenmeye çalışmak gerekir. Hareketin yapılış nedeni öğrenilmelidir. Muhakkak altında iyi niyet yatıyordur. Ameller, niyetlere göredir. Bu memleket içinde böyledir.

Tahkir, tensif ve tahrik edici ifadeler BİZE, bizim bütünlüğümüze ancak zarar verir. Bize hiçbir faydası olmaz. Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Biz böyle “biz” olduk.

Hangi tarafımızdan vazgeçelim?

Neden Bilişime 4000 Kadro İstiyoruz!

Çünkü eğitim şakaya gelmez. Eğitim taşeron şekilde ve günü kurtaracak yamalarla yapılamaz. Çağımızın gerektirdiği eğitim anlayışında bilişim teknolojilerinin rolü ve etkisi yadsınamaz bir gerçek. Bu teknolojiyi kullanarak eğitimi bilimselleştirme olsun, teknolojiyi eğitime entegre etmek olsun yalnız öğrenciler için değil, öğretmenler ve veliler içinde teknolojinin eğitime katkılarını maksimum düzeye çıkarmak adına bilişimden başlanarak, eğitim iyileştirilmelidir.

Eğitim rant alanı, açık pazar ya da maddi kazanç sektörü değildir. Eğitim gelecektir. Geleceğimizin teminatı alanında uzman öğretmenler ve onların yetiştirdiği öğrencilerdir. Bilişim teknolojileri ile birlikte daha bilimsel ve daha kaliteli bir eğitim, esas amacımız olmalıdır. Bu amacı gerçekleştirebilecek yeterlilikte olan BT Öğretmenleri olarak bu kutsal göreve talibiz. Ötesi berisi yok!

Sanat ve spor alanlarında bile bilişim teknolojilerinin gelişimiyle yaşann değişimin eğitimde gerçekleşmemesi üzücü. Fotoğrafçılık, sinema hatta tiyatro bile bilişim gelişimiyle oldukça ilerleme kaydetti. Eğitim yerinde sayıyor. Yine Bilişim Teknolojilerinin gerektirdiği şekilde iletişim yolları değişti, oldukça gelişti. Eğitim yerinde sayıyor.

Bu bir devlete kapağı atalım gerisi önemli değil organizasyonu değildir. Bu vatansever pırıl pırıl genç öğretmenlerin alın teriyle memleketlerini hakkıyla kalkındırma çabasıdır.

İlgililere önemle duyurur, gereğinin ivedilikle yapılmasını saygıyla arz ederim!

#NedenBilişime4000Kadro

Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri Tribünde

BT Öğretmenleri Tribünde

8 Mart Cuma akşamı oynanan Galatasaray – Gençlerbirliği maçında ilginç bir kare gözlere çarpıyordu. Hemen hemen her yerde olan Bilişim Öğretmenleri bu sefer Türk Telekom Arena’nın tribünlerindeydi.

   “Her okulda bir bilişim öğretmeni olsun, Fatih Projesi yetim kalmasın” diyordu öğretmenimiz açtığı pankart ile umarız bu haklı mücadelenin farkına varılır.

Tabletli eğitim ‘Fatih Projesi’ne ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nce gerçekleştirilen ‘E-İçerik İhtiyaç Analizleri’nde, projeyi sorgulatan sonuçlar geçtiğimiz günlerde ortaya çıkmış, haberlerde geniş yer bulmuştu.

Hedeflenen öncelikli becerilerden sadece teknoloji okuryazarlığı’nda sorun yok; ‘problem çözme’, ‘dili etkili kullanma’,  ‘sorgulama’, ‘yaratıcılık’, ‘eleştirel düşünme’, ‘hayat boyu öğrenme’, ‘bilgi okuryazarlığı’, ‘sosyal sorumluluk’ ve ‘takımla çalışma’ becerilerinde ise sonuçlar olumsuz.

Milli Eğitim Bakanlığının, 4 bin öğrenci ve 500 öğretmenle yaptığı ‘Fatih Projesi’ anketinden elde edilen bu sonuçlara göre: Tablet ve akıllı tahta başarıyı artırmazken içerik zayıf. Projeyle hedeflenen problem çözme, sorgulama, dili etkin kullanma becerisine ise katkısı az. Bu projenin olmazsa olmazı Bilişim Öğretmenleri artık göreve getirilme, bilişim dersleri etkin olarak her öğrenciye de ulaştırılmalı.

http://www.egitimajans.com

Araştırma Yöntemleri – Kaynak Yazımı

Makaleden Alıntılar:

Demir, Z.(2001).Örneklem Seçimi. Eğitim Teknolojileri (italik olacak), 10(1),15-50.

Soyad, Adın İlk Hafri. (yıl).Makale adı. Dergi adı(italik), Dergi sayısı (CİLT SAYISI), Sayfa aralığı.

Kitaptan Alıntılar:

Demir, Z.(2001). Örneklem Seçimi.Ankara:Anı yayıncılık.
Soyad, Adın İlk Harfi. (yıl). Kitap Adı (italik).Basım Yeri:yayınevi.

Editörlü Kitaplardan Alıntılar:

Demir, Z.(2001). Örneklem Seçimi.Ö.Canan(ed). Araştırma Yöntemleri.Ankara:Anı Yayıncılık.

Soyad, Adın ilk harfi.(yıl). Kitabın bölümü.Editö adı(Ed).Kitap adı. Basım Yeri:Yayın Evi.

Konferans ve sempozyumlarda yapılan yayınlara bildiri denir.
Bildirilerden Alıntılar:

Demir, Z.(2001).Örneklem Seçimi.Eğitim Teknolojisi Konferansı(italik),5(2),100-125.

Soyad, Adın ilk harfi.(yıl). Bildiri adı.Konferans adı(italik), sayı(cilt),sayfa aralığı.

KPSS Tercih Kılavuzu

BASIN DUYURUSU
(12 Kasım 2012)

Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Kadro ve Pozisyonlarına
Yerleştirme Yapmak İçin Adaylardan Tercih Alınması

Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri uyarınca bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme yapmak amacıyla adaylardan tercih alınacaktır.

Bu amaçla hazırlanan Kamu Personel Seçme Sınavı KPSS-2012/2 Tercih Kılavuzunda, ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyleri ayrı olmak üzere tercih yapılabilecek kadro ve pozisyonlar yer almaktadır.

Kılavuz 19-28 Kasım 2012 tarihleri arasında ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanacaktır.

Adayların kılavuzda yer alan kadro ve pozisyonları tercih edebilmeleri için, 7-8 Temmuz 2012 ve 22-23 Eylül 2012 tarihlerinde yapılmış olan Kamu Personel Seçme Sınavlarından (2012-KPSS Lisans ve 2012-KPSS Ortaöğretim/Önlisans) birine girmiş ve bu sınavların en az birinden ilgili KPSS puanını almış olmaları gerekir.

Yerleştirme işlemlerinde ortaöğretim mezunları için KPSSP94, önlisans mezunları için KPSSP93 ve lisans mezunları için KPSSP3 puanı kullanılacaktır.

Adaylar tercihlerini 19-28 Kasım 2012 tarihleri arasında, kılavuzda yer alan kurallara göre, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden TC Kimlik Numaraları ve şifrelerini kullanarak kendileri yapacaklardır. ÖSYM’ye posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmayacaktır. Tercih süresi kesinlikle uzatılmayacaktır.

KPSS-2012/2 Tercih Kılavuzuna göre yapılacak yerleştirmeye başvuracak adayların kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir.

Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.                                                                                                                                                                                                                                                          ÖSYM BAŞKANLIĞI

Parasız, Bilimsel, Anadilde Eğitim

Parasız Eğitim Dönemi

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde hükümet “üniversite harçlarını” kaldırdığını duyurdu. Medyada bu haberi eğitimde parasız dönem diyerek halka duyurdu. Hükümet, halk, medya bermudası yeniden kurulmuş oldu. Medyada farkında işin aslı parasız eğitim dönemi değildi. Ancak maalesef insanlarımız işin aslını mağdurlarından öğrenebildikleri kadar biliyorlar. Şu an vatandaşlarımızın çoğu eğitimde parasız dönem başladı diye biliyor.

Üniversite harçları yalnızca zaten 70-180 TL arasında bir miktar harç parası ödeyen Açıköğretim ve 1. Öğretimlere kalkmıştır. Üniversite harcırahlarında esas yükü çeken 350-5200 TL arası miktarları ödeyen 2. Öğretim öğrencileri için harç ücretleri kalkmamış durumda. 2. Öğretim öğrencileri artık daha da fazla miktarda harç ücreti ödeyecekler. Çünkü harç ücreti kalkmadığı gibi bir de üzerine zam gelmiş durumda. 1. Öğretim ve 2. Öğretimden sonra bir de Uzaktan Eğitim öğrencilerinin durumu var.

Örneğin Eğitim Fakültesi 1. Öğretimde okuyan bir öğrenci hiç harç ücreti yatırmazken, 2. Öğretimde okuyan bir öğrenci 513,50 TL, Uzaktan Eğitim okuyan bir başka öğrenci ise 813,50 TL harcırah yatıracaktır.
Aynı zamanda Yabancı Uyruklu Öğrencilerin ödeyeceği miktar da açıklanmıştır. Gözlemlerim doğrultusunda fakülteden fakülteye değişen harç miktarlarına bakıldığında Yabancı Uyruklu Öğrencilerin ödeyeceği harç miktarları genel olarak ya 2. Öğretim harç ücretine eşit ya da 2. Öğretim harç miktarından bile düşük. Yani bu memlekette 2. Öğretim ve Uzaktan eğitim okuyan vatan evladı yabancı öğrenciden daha fazla para ödüyor. Halbuki memleket bizim, toprak bizim, üniversite bizim, ama okuyan yabancı daha az ödüyor. İşte memleketin adaleti. İşte sizlere “Parasız Eğitim Dönemi”.

Bilimsel Eğitim

Bu konuya hiç girmiyorum. Hiçbir Allah’ın kulu çıkıpta Türkiye’de eğitimin bilimsel olduğunu söyleyemez. Kanıtlayamaz. Zira görünen köy kılavuz istemez.

Anadilde Eğitim

Birkaç öğrenci toplanmış, anadilde eğitim için eylem yapıyorlar. Medya ise eylemi halka şöyle ulaştırıyoruz.” Terör örgütü yandaşı, illegal örgütlere üye birkaç öğrenci ‘Kürtçe’ eğitim istedi.”  Bunun üzerine zaten Kürt Meselesi ve PKK konusunda ziyadesiyle duyarlı ve hassas bir yapıda olan ilişkilerimiz hemen geriliyor. Halbuki öğrencilerin orada belirtmek istedikleri anadilde eğitim şudur: “Biz ingilizce eğitim görüyoruz, dersleri ingilizce alıyoruz, Türkçe istiyoruz.”

Bununla ilgili geçtiğimiz günlerde Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Murat Tuncer şu ifadeleri kullandı: “İngilizce Tıp  diye bir şey mi olur? Fransa’da İngilizce Tıp mı var? Bu çok büyük bir yanlış, bunu kaldırmalıyız.” şeklinde konuştu. Evet Sayın Profesörü can-u gönülden kutluyorum. Haklılığın metrajı olsa yerden göğe kadar haklı olacak.